Hangi Kitap?

18 Haziran 2013 Salı

Jake Ransom ve Uluyan Sfenks

 Jake ve Kady'i zaten tanıyorsunuz. Calypsos'tan döneli üç ay geçmişti. Jake tekvando derslerine devam ediyordu ve seviyesini yükseltmiştir. Bir gün arkadaşıyla çalışırken bulundukları odaya aniden siyah bir araba çarpar. Arabanın sürücüsü yoktur. Jake durumu fark eder ve hızla arkadaşıyla dışarı koşar ve az sonra araba patlar ve alevler içerisinde kalır. İtfaiye gelir ve Jake İtfaiyenin arkasından geçip kaybolan adamı fark eder. Bu Morgan  Drummond'du. Adamın burada ne işi vardı? Yoksa arabayı o mu çarpmıştı. Daha sonra Jake bisikletine atlayarak eve gider ve bir terslik olduğunu fark eder. Evde aynı model siyah bir araba vardı. Jake sürünerek içeri girer ve bir adamın Edward Amca'ya tokat atarak annesinin babasına aldığı saati sorup duruyordu. Jake hepsi araştırmacı olan akrabalarının bulduğu şeylerin olduğu nadireler vitrinlerinin çoğunun kırılmış olduğunu fark etti. Neyse ki anne ve babasınınki sağlam duruyordu. Saati oradaki vazonun dibine saklamıştı. Jake telefonla yardım çağıracaktı ama telefon hatları kesilmişti. Aniden biri ağzını kapattı. Bu Morgan Drummond'du. Ona sakin kalmasını söyledi ve hırsızların oraya gitti. Hırsızlar kaçmaya çalışırken biri Jake'e takıldı ve düştü. Onun boğazına bıçak dayayarak arabaya doğru gitti. Morgan Jake'e ateş ederim korkusuyla bir şey yapamıyordu. Daha sonra Jake birkaç tekvando hareketiyle adamdan kurtuldu ama adamlar arabaya atlayıp kaçtılar. Sonra Jake ve Kady babasının saatini alıp incelemeye başlarlar. Saatin kapağında bir ankh vardı ve yarın bir Mısır sergisine davet edilmişlerdi ve ankh la ilgili gizemin orada olduğunu düşünürler. Müzeye gittiklerinde bu serginin sponsorunun da Bledsworth şirketi olduğunu öğrenirler. Bu şirketin amblemi Kral Kurukafa'nınkiyle aynıydı. Sonradan bir odaya girerler ve şirketin gönderdiği mumyalanmış şeye bakarlar. Rehber bunun ceset parçalarından oluşan bir tanrı figürü olduğunu düşünmektedir ama Jake ve Kady bunun ne olduğunu biliyorlardı. Bu mumyalanmış bir grakildi. Sonradan Kady kusma bahanesiyle herkesi odadan uzaklaştırır. Mumyanın gerisinde saatteki ankh'ın aynısı vardı. Jake oraya doğru giderken aniden mumyalanmış grakil onun bileğini tutar ve karanlığa doğru çekilir. Kral Kurukafa'nın sesi duyulur. Seni görüyorum... Şimdi bana gel... Jake daha da çekilir ama aniden diğer bileğine parlayan bir şey dolanır ve onu aydınlığa çeker. Aa burası Calypsos değildi bir çölün ortasındaydı ve asıl olduysa Marika Kady Bach'uuk Pindor'da oraya gelmişti. Kumda yürürken bir dinozor türü olan Velaciraptor'lar onlara saldırır. Aniden Prenses Nefertiti ve avcıları gelir ve onları kurtarır. Ama Nefertiti onları esir alır. Bu ülkenin çevresinde "Ulu Rüzgar" denen büyük bir fırtına esmektedir ve içinden geçmeye çalışan her şeyi parçalamaktadır. Ve bu Ulu Rüzgar'ı Uluyan Sfenks'in üflediğine inanılmaktadır. Gerçekten böyle miydi? Ulu Rüzgar'ın arkasında da rüzgar çıkmadan önceki şehrin Ankh Tawy'nin harabeleri yer almaktadır. Ayrıca bir kehanete göre onlar Calypsos'tan gelen kötü yaratıklardı. Nefertiti onları "uçan" (üstünde kauçuk bir balon var) bir gemiyle şehre yani Ka-Tor'a götürür. Nefertiti artık onlara biraz sempati duymaya başlamıştır çünkü gelirken grakile benzeyen yaratıklar onlara saldırmış ve onlar da yardım etmişlerdi. Ama burada Ka'nın Kanı adlı bir örgüt Nefertiti'yi kontrol altına alıyordu ve onlar artık Ka'nın Kanı adlı örgütün esirleriydiler. Bu şehirde Firavun 2 yıl boyunca uyumuştu ve o gün yeni uyanmıştı Nefertiti de onu karşılamak için gitmişti. Ancak firavunu uyutan zaten Ka'nın Kanı'ydı ve şimdi de onu öldürmek istemekte ve suçu Nefertiti'ye atmak istemektedirler. Zindanlarda Ka'nın Kanı'na öncülük eden Kree adlı biri ve bir cadı kantaşını ve alınlarındaki göz dövmelerini kullanarak Kral Kurukafa'yı çağırırlar. Kral Kurukafa ise sadece gölgesinden konuşuyordu buraya gelmemişti. Kral Kurukafa onlardan zamanın anahtarını isterler ve Jake onlara Kady'nin cep telefonun verir. Buna inanırlar. Daha sonra Jake'in tekvandosuyla zindandan kaçarlar. Bir odaya girerler ve burada Ankh Tawy den kalma şeyleri görürler. Odanın ucunda ise üç bölümlü büyük bir resim vardır ve bunların birinde elinde zümrüt gibi bir taşla şehrin üstünde duran annesi vardır. Annesi buraya gerçekten gelmiş miydi? Ankh Tawy'e gitmek zorundaydı. Peki Ulu Rüzgar'ı nasıl geçecekti? Babasının saati onu geçirmezse ne olacaktı?



Jake ve Kady'yi tanımıyor musunuz? O zaman serinin ilk kitabına gidin. Gitmek için tıkla.


Her Güne Bir Kitap hergunebirkitap@hotmail.com

1 yorum:

  1. Gerçekten çok güzel bir site ödevim içinde çok yardımcı oldunuz teşekkür ederim.Ayrıca bu kitaba bayılıyorum çok güzel bir kitap.Maceradan maceraya sürüklüyor ve çok heyecan verici herkesin okumasını tavsiye ederim :)

    YanıtlaSil

Görüşlerinizi, isteklerinizi, eleştirilerinizi buraya yazabilirsiniz. :) İyi okumalar.

Tiny Book